Ne Gündü Ama!

Huban Korman

Kitap Hakkında

Uluslararası üne sahip, usta sanatçı Huban Korman’dan neşeli, muzip ve rengârenk bir resimli öykü. Yaşadığı yerden memnun olmayan ve canı sıkılanların dünyasını, bir çocuğun gözünden, olağanüstü bir görsel şölenle aktarıyor. Çevresinde olup bitenleri, güzellikleri, mucizeleri göremeyen, dünyanın tüm çocuklarına “bayram” güzelliğinde bir sürpriz sunuyor.

Memo, Lila ve Lila’nın kedisi Kiki, her zamanki gibi deniz kenarında otururlarken, Memo ve Kiki’nin canı yine çoook sıkılır. Çünkü bu mahallede sıradışı ya da komik hiçbir şey olmaz. Kocaman bir sirk çadırı, cambazlar, hayaletli bir şato, korsanlar ya da King Kong falan yoktur ki ortalıkta! Çevresini izleyen Lila’ysa aynı fikirde değildir. Üstelik, çok çok özel bir gündür bu…

Tartışma Konuları

  1. Öyküde iki ana karakter ve bir kedi var; Lila, Memo ve Kiki. Öyküyü okumayan bir arkadaşınıza bu karakterleri nasıl tanıtırsınız? Lila ve Memo’dan hangisi tavırlarıyla size daha çok benziyor? Neden?
  2. Desenler size bu kıyının neresi olduğunu düşündürdü? 4 ve 5. sayfalarda arkada hangi tarihsel yapılar görünüyor? Bu yapılardan gezdiğiniz var mı?
  3. Öykü boyunca sokaktan, kıyıdan kimler, neler gelip geçiyor? Hangi mesleklerden kişileri fark ediyorsunuz? Siz kendiniz için bu mesleklerden hangisini seçersiniz? Nedenlerinizle birlikte açıklayın.
  4. İnsanın canı neden sıkılır? Canı sıkılan biri çevresindekileri nasıl etkiler? Siz canınız sıkıldığında gidermek için neler yaparsınız? Memo ve Kiki’ye ne yapmalarını önerirsiniz?
  5. Filin, uzaylıların, korsanın, astronotun, robotun mahallede ne işi var? Sizce, sanatçı Huban Korman bu karakterleri neden yaratmış? Bu karakterler size neler düşündürüyor?
  6. Lila neden, “Ama bugün…” diye başladığı sözünü bir türlü tamamlayamıyor? Memo’nun tavrı arkadaşlıkları bakımından neden sakıncalı? Memo, Lila’nın sözünü tamamlamasına ilk sayfalarda izin vermiş olsa, sizce can sıkıntısı sürer miydi?
  7. Arkadaşınız sürekli sözünüzü kesse, sizi dinlemese nasıl hisseder, ne tepki verirsiniz? Acaba siz kimlerin, hangi durumlarda sözünü kesiyor, onları dinlemiyorsunuz?
  8. Desenleri dikkatle incelediğinizde ne tür hayvanlar görüyorsunuz? Sizce yazar neden bu hayvanları mahalleye eklemiş?
  9. Sizce bando takımında hangi çalgılar yer alır? Okullarda bando takımı olmalı mı? Okulunuzun bandosu olsa siz ne çalmak istersiniz?
  10. 36 ve 37. sayfalarda bayram sevincini nelerden anlıyoruz? Cumhuriyet’in 100. yılını kutlamak neden önemli? Cumhuriyet ne demek?

Yukarı

Yaratıcı Etkinlikler

Çalışmaların çoğu online / çevrimiçi ortamda, ekran başında da gerçekleştirilebilir.
  • Örnekleme: Öğrenciler 2-3 kişilik gruplara ayrılsın. Her grup desenlerdeki simitçi, köpekli kadın, bekçi, balıkçı gibi mahallede bulunanların ya da sokaktan geçenlerin öykü boyunca, değişen sayfalarda yaptıklarını izlesin ve desenlerde görünmedikleri anlarda ya da sokaktan geçip gittiklerinde neler yaşadıklarını hayal etsin. Bakalım, en yaratıcı öyküleri kimler düşleyecek?
  • Resimleme: Kitaptaki kutlama desenlerinin coşkusundan esinlenerek herkes hayalindeki Cumhuriyet Bayramı kutlamasının resmini yapsın. “Cumhuriyet’imiz 100 yaşında!” yazısının da yer aldığı resimler “Cumhuriyet’imiz 100 yaşında!” sergisine yerleştirilsin.
  • El işi: Herkes balon, kâğıt bayrak, kırmızı top, parti şapkası, renkli kâğıt ya da karton, kâğıt bardak, tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu gibi evinde bulunan malzemeleri boyayarak, resimleyerek ya da üstüne başka nesneler yapıştırarak yeni bir kutlama malzemesi yaratsın. Üretilenlerle birlikte fotoğraflar çektirilsin ve “Cumhuriyet’imizin 100. yaşını kutluyoruz!” başlığıyla sosyal medya ortamlarında paylaşılsın. Ayrıca üretilenler “Cumhuriyet’imiz 100 yaşında!” sergisine eklensin.
  • Atölye: Öğrenciler 2-3 kişilik gruplara ayrılsın. Gruplar can sıkıntısını giderecek yaratıcı çareler düşünsünler ve örnekleyerek diğerlerine önersinler. Örnekler: Ataç, kalem kutusu, kâğıt mendil, elma, portakal, balon, şişe, kutu, fincan, taş, dal, yaprak gibi türlü nesnelerden yeni formlar türetmek; benzer nesneleri farklı biçimlerde kullanmak; dans, müzik, kitaplar ve internetten yararlanmak; resim, heykel, maket yapmak; sanattan ve spordan yararlanmak vb... Her grup önerilerden kendine uygun bulduğunu seçsin ve saptanan süre içinde denesin. Süre sonunda denemelerin kişilere nasıl hissettirdiği topluca irdelensin.
  • Sergi: Herkes kitabın herhangi bir sayfasından, Memo, Lila ve Kiki’nin bir çizimini seçsin ve ince / şeffaf bir kâğıda kopyalasın. Kopyaladığı resmi kalın bir kâğıda yapıştırsın ve boyasın. Boyadığı resmin kenarlarını oyup çıkarsın. Böylece herkesin, öykünün kahramanlarını gösteren el yapımı bir rozeti olsun. Herkes rozetini, orman, sokak, sahil, okul bahçesi, kent meydanı, park, oturma odası gibi istediği konuda yaptığı büyük bir resmin uygun noktasına yapıştırsın. Karakterlerin üzerine de kitaptaki gibi konuşma balonuyla bir yazı yazsın. Örnekler: Memo - “Orman çok sıkıcı”; Kiki - “Güneş yok”; Lila - “Şu ağaçların güzelliğine bak”… Ortaya çıkan resimlerden “Ne Gündü Ama!” sergisi açılsın.
  • Pantomim: Öyküdekiler başta olmak üzere meslek adlarını küçük kâğıtlara yazarak bir torbaya koyun. Herkes torbadan çektiği mesleği söz ve ses kullanmadan yalnızca hareketle, pantomim yaparak anlatsın. Diğerleri hangi meslek olduğunu bulmaya çalışsın.
  • Pano: Herkes kitabın istediği bir sayfasını yeniden resmetsin. Ancak, Huban Korman’ın pembe başörtülü fili, astronotu, evdeki uzaylıları gibi, herkes kendi sokağına hayalindeki bambaşka bir “şeyi” eklesin. Örnekler: Şarkı söyleyen aslan, balerin, dikiş makinesinin başındaki terzi, el arabalı eskici, palyaço, kovboy… Ortaya çıkan bu yaratıcı resimlerle “Ne Gündü Ama!” başlıklı özel bir pano hazırlansın.
  • Canlandırma: Herkes kitabın desenlerini incelesin ve en komik, en sevimli, en değişik, en anlaşılmaz, en güzel, en rahatsız edici olduğunu düşündüğü kişi / hareket / olay ya da durumu seçsin ve hangisi olduğunu söylemeden sembolik biçimde canlandırsın. Diğerleri, canlandırılanın kim ya da ne olduğunu bulsun. Sonunda canlandırmayı yapan seçtiğini neden komik, sevimli, değişik, tuhaf, güzel, rahatsız edici vb. bulduğunu açıklasın. Bakalım, kimler kendisine katılacak?
  • Fotoğraf: Herkes önce canı sıkılmışken sonra da neşeliyken özçekim yapsın. Ardından “can sıkıntısı çekenler sınıfı” ve “neşeyle parlayanlar sınıfı” olarak toplu fotoğraflar çekilsin. Bireysel ve sınıf fotoğraflarını ayrı ayrı inceleyin. Her iki durumda da kişi(ler) nasıl bir izlenim veriyor, fotoğraflar bakana neler düşündürüyor, hep birlikte irdeleyin. Sonuçta, “Senin sıkıntın beni de sıkar!”, “Asık suratına bakmak zorunda değilim!”, “Surat asma, suratım asılır!”, “Can sıkıntısına teslim olma!”, “Gülmek sıkıntının ilacı!” gibi can sıkıntısına ilişkin yaratıcı sloganlar üretin ve fotoğrafları dijital bir albümde toplayarak bu sloganlarla süsleyin.

Yukarı